Ahmet Yılmaz
Dijitalleşme Üzerine
Covid-19 Pandemisi etkisi ile dijitalleşmenin çok daha hızlandığı söylenmekte. Tabii bu tespit gerçekliğin sadece bir kısmını göstermekte, ifade etmektedir. Pandeminin etkisi ile dijital iletişim platformları daha çok kullanılır hale geldi, kullanıcı sayısının artması otomatik olarak dijitalleşmenin hanesine yazılır ise evet önemli bir miktarda artış söz konusu. Şayet dijitalleşme ölçütümüzü basitleştirilmiş hali sadece birkaç donanım ile dijital iletişim kanallarının kullanılabilirliği, erişimi ve kullanıcı sayısı ile sınırlandıracak olursak pek tabii ki yanıltıcı sonuçlara ulaşırız.
Tekrar sormakta fayda var; Dijitalleşme nedir? En yalın haliyle dijitalleşmeden bahsettiğimiz aslında yüzlerce yılda oluşturduğumuz analog verilerin, değerlerin dijitalleştirilmesinden, bunların farklı bir ‘fiziki’ ortama aktarılmasından bahsediyoruz. Bu aktarma, veri/değer transformasyonu dijitalleşmenin bir nevi başlangıcı. Sonrasında süreç kendi dünyasında üstel bir gelişim izlemekte ve ‘bağımsızlaşmak’ tadır.
Hemen hemen her ülkenin, sektörün dijitalleşme stratejisi, yol haritası var. Müthiş bir doküman havuzu var. Değişik lisanlarda yayınlanmış stratejilere, tanımlara, hedeflere baktığınızda sanki tek bir kalemden çıkmışçasına yüksek oranda benzerlikler taşıyor. Birçok ülkenin dijitalleşme stratejisi birbirine o kadar benziyor ki, zannedersiniz ki, ortak bir endüstriyel tarihe, benzer bir teknik gelişmişlik seviyesine, birbirine çok benzeyen insan topluluğuna sahipler. Tabii ki bu ülkelerin, sektörlerin gerçeklikleri ile uyumlu değil! Bu nedenle birçok ülke, sektör ya yerinde saymaya devam ediyor ya da kendine ‘dayatılan’ dört başı mamur dijital stratejiyi uygulamaya çalışıyor.
XXX
Dijitalleşmenin tarihine bakıldığında (başlangıç olarak ya 1930/40’lı yıllar alınabilir ya da Avrupa’da anlatılan hali ile Leibniz’in 17. yy’daki ikili sistemine kadar götürülebilir) ilginç olaylar ile karşılaşıyoruz. Öncelerde sadece devletlerin egemenlik alanı olan veri’lerin sonrasında kişisel bilgisayarlar, internet, akıllı mobil telefonların yaygınlaşması ile devasa dijital platformlara ve bir elin parmakları ile sayılabilecek dev teknoloji şirketlerin egemenlik alanına evirildiğini göreceğiz. Hepimizin bir çırpıda adını söyleyebileceği bu şirketlere ‘teknoloji’ üreten değil de gelişmiş teknikleri kullanarak veri toplayan, değerlendiren, data-depo hizmeti sunan şirketler demek daha doğru olacaktır. Güçlerinin sınırsızlığından artık sağır sultanın bile haberdar olduğu bu dev şirketleri tehlikeli kılan denetimsiz ve kontrolsüz olmaları. Ayrıca dijitalleşmenin yönünü bu dev şirketler belirliyor, bu durum da tabii ki büyük bir risk taşıyor.
XXX
Türkiye’nin dijitalleşme seviyesi aktüel olarak ölçülse kanımca azımsanmayacak bir değer ortaya çıkacak. Bazılarımız bundan gurur duyup ne kadar gelişmiş olduğumuz sonucu bile çıkartabilir. Fakat hangi alanlarda dijitalleştiğimize bakıldığında durumun o kadar da pozitif olmadığı hemen anlaşılacaktır. Tüketim, finans ve hizmetler alanında dijitalleşme belli bir seviyeye ulaşmış görünüyor. Ama üretim alanı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Türkiye için önemli sektörlerin başında makine ve otomotiv sektörü (yan sanayi dahil) gelmektedir. Bu sektörlerde dijitalleşme oranımız nedir? Bildiğim kadarı ile sektörel bir ölçüm yapılmadı. Araştırma başlığı ilginç olan – dijital dönüşüm vs gibi - okuduğum bir-iki saha araştırmasında da ölçüm yapılmalı sonucu çıkmış. Evet, ölçüm yapılmalıdır. Hemen ardından da bu ölçüm sonuçlarına uygun sektörel işletmelerin kullanabileceği Dijital Kılavuz kitabı veya konuya uygun halde belirtmek gerekirse Dijital Kılavuz Uygulamaları çıkarmak gerekir.
Makine ve otomotiv sektörünün dijitalleşmesinde dikkat edilmesi gereken temel unsur teknoloji trendleridir. Her makine sektörünün alt grubu için, otomotiv yan sanayinin tüm alt branşları için teknoloji haritaları yayınlanmış durumda. Gelecekte bir makineden, bir üründen, ürün bileşiminden beklenen nedir ve bunu hangi tekniklerle yapmak mümkündür açık bilgi kanallarından ulaşılabilecek durumdadır.
Makine ve otomotiv sektörü için acilen Makine Öğrenmesi diye dilimize çevrilen machine learning ile ilgilenmelerini tavsiye ederim. Bunun için gerekli programlama dillerini ( phyton, C+++, C-Sharp, java vs) açık kaynaklardan elde etmek mümkün. Software için de Phyton ve Mattlab birçok işi görecek yetkinlikte… Meraklısı için belirtmek gerekirse, bu alanda birçok uluslararası tanınmış üniversiteler -pandemi nedeniyle- online kurslar veriyor.
Bugün ve yarının iş dünyasında bizi bekleyen görevler teknoloji trendler iyi irdelenerek ve buna – işletmenize- uygun dijitalleşme stratejisi ile başarılabilir.