Müjgan Çetin
VUCA Günleri, COVID-19 Sonrası ve İNOVASYON
Aralık sonu itibari ile Dünya’da başlayan ve ülkemize Mart ayı itibari gelen COVID-19 pandemisi; hepimizi son 3 aydır, öncelikle sağlık ve sonrasında da ekonomik endişe, korku, risk ve belirsizliğe sürükledi.
‘VUCA çağındayız’ terimini duymuşsunuzdur. İçerisinde yaşadığımız bu günlere böyle deniyor. Değişken (Volatile), belirsiz (Uncertain), karmaşık (Complex) ve muğlak (Ambigious) kelimelerinin baş harflerinden oluşan VUCA[1] terimi aslında 1987 yılında iki akademisyen tarafından soğuk savaşın bitmesi ile asimetrik tehditlerin ortaya çıkması neticesinde yeni güvenlik ortamını tanımlamak amacı ile kullanılmıştı. Şimdi; içinde yaşadığımız, belirsizlik ve öngörüsüz günler için sıklıkla kullanır olduk.
Nerede ise son 10 yıldır hayatımızda var olan, uzaktan erişim teknolojileri, bir türlü yeterli yaygınlığa ulaşamamış ve İnovasyon gerçekleşmemişti. Ta ki COVİD-19 ile birlikte değişimin hızını ve kapsamını bilemediğimiz, geleceğe ilişkin bilinmezliğin ortasında savrulduğumuz bu günlere kadar… Mart ayı sonu itibari ile uzaktan erişim ile kısaca; e-alışveriş, e-iş, e-okul, e-sohbet, e-toplantı, e-eğitim, e-danışmanlık, e-fuar, e-konser, e-parti, e-tiyatro, e-müze gibi adlandıracağımız çok sayıda günlük hayatımızın ihtiyaçlarını karşılayan uygulamaya tanıklık ettik. Üstelik bu e-herşey’lere o kadar çok alıştık ki, sanki biraz da abarttık…
İşte ben de tam bu noktada sormak istiyorum. Uzaktan bağlandığımızda ekonomi, sosyalleşme v.b her türlü insani ihtiyacımız karşılandı ve değer gerçekleşmiş oldu mu? Yani soruyorum, İnovasyon gerçekleşti mi?
Bu soruya cevap verebilmek 2015 yılından itibaren Türkiye Delegesi olarak yazımına katkı sağladığım ve yayınlanan standartlardan, ISO-56000:2020 İnovasyon Yönetimi-Terimler Tanımlar standartı eşliğinde bu soruyu cevaplamak istiyorum. İnovasyon nedir? Herkes yaşadığı gibi tanımlıyor bu terimi… Ar-ge ve ür-ge çalışması diyenler, iyileştirme ve geliştirme diyenler, buluş diyenler, teknolojik ürün olarak tanımlayanlar, hatta yaratıcılık diye tanımlayanları gördüm. İnovasyon için, kafasının üzerinde ampul ile dolaşan insanların şart olduğunu ve uçuk kaçık çılgınlığın inovasyona uygun olduğunu iddia edenler bile var aramızda….
O yüzden ‘COVİD 19 sonrası e-herşey’e geçmeyle, İnovasyon gerçekleşti mi’ sorusunu cevaplamadan önce; İnovasyon terimine Dünya’dan 160 üye ülkenin inovasyon uzmanları ile 5 yılda uzun tartışmalar sonucunda hazırladığımız tanımı vermek istiyorum.
İnovasyon; finansal veya sosyal değerin gerçekleştiği veya yeniden dağıtıldığı yeni veya değiştirilmiş varoluştur. Bu yeni varoluş; ürün, hizmet, süreç, model, yöntem vb olabilir. Yenilik ve değer ilgili tarafların algılamasına bağlıdır. Değeri önemli kılan, ifade edilen veya edilmeyen ihtiyaçların karşılanmasıdır.
Bu tanımda gördüğünüz gibi; bizleri aylarca evlerimizden çıkmadan işlerimizi ve ihtiyaçlarımızı karşılamak zorunda bırakan pandemi; uzaktan erişim teknolojiisini kullanan her türlü uygulamayı değerli kılmıştır. Çünkü önemli bir ihtiyaç karşılanmıştır.
Ancak, başlangıçtaki sorumuza dönerek, yeniden sormak istiyorum. Uzaktan erişim teknolojisiyle, bir yazılım veya uygulama kullanarak; ekranlarımızın karşına geçip oturarak çalıştığımızda yeni nesil iş hayatımız veya inovatif işimiz gerçekleşmiş oluyor mu? Sorularımı detaylandırarak sormaya devam ediyorum.
Evde ekranların karşısına geçerek çalışmamız, İnovasyon için yeterli mi? Corona sonrası ekonomiklik, verimlilik, etkinlik zorunluluğu içerisinde iken, aynı iş süreçlerini sadece ofis yerine ekran karşısında gerçekleştirmek inovasyon olabilir mi? Yapılan işin kontrolü, kalitesi, ücretlendirme politikaları, kira-servis-yemek maliyetleri, evde yaşanabilecek iş kazaları v.b konuları ne olacak? Değer sizce tam olarak gerçekleşti mi? Süreç İnovasyon’unu tamamlayabilmek için; İş süreçlerimizdeki bütünsel yenilik fırsatlarını belirlememiz ve hayata geçirmemiz gerekmiyor mu? Ancak o zaman değeri önemli kılan verimlilik ve etkinlik gerçekleşmeyecek mi?
e-fuar, e-konser, e-müze v.b ara çözümlerde zoom, instagram veya diğer sosyal medya uygulamalarından faydalanarak, ürün ve hizmetlerimizi ekran karşısına geçip tanıtınca sizce İnovasyon gerçekleşiyor mu? Arttırılmış-sanal-genişletilmiş gerçeklik (AR/IR/ER) ile uzaktan ürünümüzü 3 boyutlu gerçeklikle tanıtmak yeterli mi? Yoksa, yapay zeka, büyük veri, 3D ve drone uygulamaları ile birleştirerek ürünlerimizi müşteride çalıştırmak, kabul testlerini ve servis / bakım işlemlerini yapmak, hem çalışanlarımızı hem müşterilerimizi koruyarak verimlik ve etkinliğimizi katlayarak arttırmamız gerekiyor mu? Yenilikçi ürünlerimizi pazarda tutundurmamızı sağlayacak inovatif hizmetlerimiz için yeni teknolojiler ile yenilik fırsatlarını belirlememiz ve hayata geçirmemiz gerekmiyor mu? Ancak o zaman değeri önemli kılan verimlilik ve etkinlik gerçekleşmeyecek mi?
Bütünsel proaktif sağlık inovasyonunu gerçekleştirebilmemiz için, sadece twitter da corona hariç sağlık sorunlarına ilişkin test sonuçlarını yorumlamak isteyen hastalara, twitter üzerinden gönüllü hizmet sunan harika uzman doktorlarımız ile oluşan Sanal hastane hizmeti ile sizce inovasyon gerçekleşmiş oldu mu? Yoksa, bütünsel proaktif sağlık inovasyonunu sağlayacak giyilebilir teknolojiler v.b ile yenilik fırsatlarını belirlememiz ve hayata geçirmemiz gerekmiyor mu? Ancak o zaman değeri önemli kılan verimlilik ve etkinlik gerçekleşmeyecek mi?
Gördüğünüz gibi, İnovasyon henüz gerçekleşmedi. Sadece kriz anında hayatı asgari düzeyde sürdürecek geçici çözümler bulduk. İnovasyon tanımından göreceğiniz gibi, finansal veya sosyal değerin gerçekleşmesi veya yeniden dağıtılması için yeni veya değiştirilmiş ürün, hizmet, süreç, model ve yöntemleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Tabiki, öncesinde fırsat analizi yapmamız gerekiyor.
Bizim kuruluşumuzun içerisinde bulunduğu duruma ilaveten, dünyanın,rakiplerimizin ve hedef kitlemizin durumlarını değerlendirerek; değişen ihtiyaç ve öncelikleri bilinen teknolojilerle (uzaktan erişim, 3D, büyük veri, giyilebilir teknolojiler, drone v.b) yeniliyebilir miyiz? Fırsatlarımız nelerdir? Bu cümlede çok önemli 3 konuyu ifade ediyorum. Vurgulamak için bir defa daha yazmak istiyorum.
Bizim yanıp yıkılmamıza odaklanmak yetmez. Sadece bizi üzer ve motivasyonumuzu da düşürür. Dünya da aynı şekilde yanıp yıkıldı, ayrıca rakiplerimiz de yanıp yıkıldı. Bu bütünsel durumda fırsatlarımız nelerdir?
Hedef kitlemizin-müşterimizin-son kullanıcımızın yeni durumdaki değişen ihtiyaçlarına çözüm olacak fırsatlar nelerdir?
Yeni ve bilinmeyen teknolojilerden bahsetmiyorum. 10 yıldır bilinen, test edilmiş ve bazı kişi ve kuruluşlarla etkin biçimde kullanılan teknolojilerin bizim ürün ve hizmetlerimize sağladığı fırsatlar nelerdir? İşbirliği ile hayata geçirebileceğimiz yenilikçi ürün-hizmet-süreç-model v.b inovasyonlar nelerdir?
Çözülecek sorun var ise, İnovasyon içinde fırsat var demektir. Bence daha çok çözülecek sorun var. Hadi başlayalım ve finansal ve sosyal değer üretelim. Böylece İNOVASYONU gerçekleştirebilelim.
Müjgan ÇETİN
İnovasyon Yönetimi Danışmanı
ODTÜ Endüstri Mühendisliği 1983 yılı mezunudur. Yeditepe Üniversitesin’de yüksek lisansını tamamlamış ve tezini ‘Güneş Enerjisinin Türkiye Ekonomisine Katkısı” konusunda hazırlamıştır. Yeditepe Üniversitesi, ‘Knowledge and Innovation Management’ MBA programında 2011-2014 dönemi ‘İnovasyon Yönetiminde Küresel Kavramlar‘ eğitimini, 2018-2019 eğitim döneminde İzmir Ekonomi Üniversitesi Executive MBA programında ‘Design Thinking’ dersini vermiştir. Halen SABANCI Üniversitesi EDU da inovasyon konulu dersler vermektedir. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünde ikinci lisansında dördüncü sınıf öğrencisidir.
Avrupa Birliği’nin IMP³rove Akademi Küresel İnovasyon Yönetimi ödülü’nü 2014 yılında Türkiye’nin kazanmasına olanak sağlamış, ilk akredite İnovasyon yönetimi danışmanıdır. ISO (İnternational Standardization Ofice)’ın İnovasyon Yönetimi Standartı’nın (TS ISO-56000 İnovasyon Yönetimi Sistemi) hazırlanması için (İnovasyon Yönetimi CEN/TC 389, ISO/TC 279) çalışma gruplarına Türkiye delegesi olarak katılan ve deneyimlerini standartın yazılmasına aktaran danışmandır. Müjgan Çetin aynı zamanda uluslararası yönetim sistemlerinde (ISO-9001, 27001, 50001 ve OHSAS 18001) baş denetçidir. TOBB, Bakanlıklar, Kalkınma ajanslarında bağımsız değerlendirici olarak da hizmet vermiştir. BUSİAD Yenileşim ödülü 2017-2019 eğitmeni ve baş denetçisidir.
İnovasyon, Verimlilik ve bilgi yönetimi alanında program ve projelerini değerlendirme, hayat geçirme deneyimi bulunan Müjgan Çetin; ARÇELİK A.Ş. de Endüstri Mühendisliği bölümünü kurarak, yönetmiş ilk kadın mühendis yöneticilerindendir. TÜBİTAK’ ta Başkan Danışmanı ve Enformatik Daire Başkanı olarak internet’in Türkiye’ye de kurulumu ve bütün üniversitelere yaygınlaştırılması çalışmalarında; ekibine liderlik etmiş ve elektronik bilgi merkezi olan ULAKBIM’i kurmuş, internet hizmet sağlayıcılığı iş modelinin özelleştirilmesi için mevzuat çalışmalarına katılmış, Türkiye’de ilk olan ve halen güncel teknolojiler ile kullanılan TUBİTAK MIS projesini gerçekleştirmiştir. TÜRK TRAKTÖR A.Ş.’de tedarikçi geliştirme ve ERP projelerini gerçekleştirmiştir. Serbest danışman, eğitmen olarak 1996’dan bu yana inovasyon ve Ar-Ge, verimlilik, bilgi yönetimi, projelerine imza atmıştır.
PROJE YapaBİLSEM isimli proje yönetimi teknikleri kitabı Ekim 2007 de yayınlanmıştır. Çok sayıda ulusal ve uluslararası Kongre, sempozyum da bildiriler sunarak, makaleler yazarak fikir ve düşünceleri ile çalışmalarını paylaşmıştır. Değişik yayın organlarında makaleleri, videoları, elektronik ortamda dersleri yayınlanmaktadır. Sosyal medya hesapları ile inovasyonun yayılımına katkı sağlamaktadır. İngilizce bilmektedir.
[1]Warren Bennis ve Burt Nanus