Türk Beyaz Eşya Sektöründe Küresel Rekabet ve Sürdürülebilir Büyüme Dengesi
Türkiye beyaz eşya sanayisi küresel çapta kritik bir konuma sahiptir.
Türk Beyaz Eşya Sektöründe Küresel Rekabet ve Sürdürülebilir Büyüme Dengesi
Türkiye beyaz eşya sanayisi küresel çapta kritik bir konuma sahiptir. Sektör, toplam beyaz eşya üretiminin %7'sini gerçekleştirerek, dünyada bu alandaki ikinci en büyük üretim üssü olma özelliğini taşımaktadır. 2024 yılı verilerine göre, ana ürün gruplarında (soğutucu, çamaşır, bulaşık, pişirici ve kurutucu cihazlar) yıllık 31.8 milyon adet üretim hacmine ulaşan sektör, 60 bini doğrudan olmak üzere yaklaşık 600 bin kişiye istihdam sağlamaktadır. Ayrıca 15 bin bayi ve 3.500 servis noktasından oluşan geniş satış ve hizmet ağıyla güçlü bir pazar erişimine sahiptir.
Bu geniş üretim kapasitesi ve güçlü ekosisteme rağmen sektör son dönemde bir yavaşlama eğilimine girmiştir. 2004 yılından 2022 yılına kadar sürekli artış gösteren ihracat hacmi, 2022'de ulaştığı 25,9 milyon adet zirvesinin ardından küresel ekonomideki zorluklar, artan enerji ve hammadde fiyatları, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve finansman maliyetlerindeki hızlı yükseliş etkisiyle düşüşe geçmiştir. 2024 itibarıyla ihracat hacmi 22,4 milyon adede gerilemiştir. Bu düşüş trendi, 2025 yılının Ocak-Ekim dönemi verilerinde de net bir şekilde görülmektedir. Bu verilere göre iç pazar satış hacmi %5 düşüşle 8,3 milyon adede, ihracat hacmi %9 düşüşle 17,2 milyon adede, toplam pazar hacmi ise %8 düşüşle 25,5 milyon adede gerilemiştir. Üretim tarafında ise tüm ana ürün gruplarında daralma yaşanmış; toplam üretim %9 kayıpla 24,8 milyon adede gerilemiştir.
Türkiye’nin beyaz eşya ihracatında ana pazar olan Avrupa'da da son yıllarda çift haneli oranlarda düşüş yaşanmıştır. Bu pazar kaybı daha düşük girdi maliyetleri ile üretim yapan rakip ülke üreticileri tarafından kazanılmıştır.
Sektör, rekabetin yanı sıra yüksek girdi ve hammadde maliyetleri baskısı gibi yapısal zorluklarla mücadele etmektedir. Ayrıca, anti-damping soruşturmaları ve korumacı ticaret tedbirlerindeki yön değişimleri, ihracatçı firmaların maliyet yönetimini ve fiyatlama stratejilerini zorlaştırmakta ve belirsizlik yaratmaktadır. Yerli sanayinin maruz kaldığı maliyet artışları finansman zorluklarını, üretim azalmasını ve istihdam risklerini beraberinde getirmektedir.
Rekabet Gücünü Artırma Önerileri
Bu zorlu ortamda sektörün rekabet gücünü ve sürdürülebilirliğini sağlaması için stratejik adımlar atılması gerekmektedir. Bu adımlardan ilki, ticaret politikaları güncellemeleri ile maliyet yönetimi olarak öne çıkmaktadır. Ticaret politikalarında salt korumacılık yerine ihracatçı sektörlerin durumunu da gözeten bütüncül yaklaşımlar benimsenmesi önem taşımaktadır. İhracatçıyı destekleyen Dahilde İşleme Rejimi (DİR) mekanizmasının devamlılığı ve GEKAP gibi maliyet yükü oluşturan uygulamaların hafifletilmesi yurtdışı pazarlarda rekabetçiliği destekleyecek uygulamalar arasında yer almaktadır.
Bir diğer önemli konu ise pazar çeşitliliği ve finansmandır. Amerika gibi büyük potansiyeli olan yeni pazarlara yönelik ürün ve hat yatırımları teşvik edilmeli ve ihracatçı firmalara finansman desteği sağlanmalıdır.
Teknolojik dönüşüm de kritik başlıklar arasında yer almaktadır. Üretimde verimlilik ve maliyet avantajı yakalamak amacıyla yapay zekâ ve otonom sistemler uygulamalarının desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, artan küresel talebe ve AB mevzuatlarına uyum için daha enerji verimli ürünlerin üretimine yönelik dönüşüm desteklenmelidir.
Bu adımlar, Türk beyaz eşya sektörünün küresel rekabetteki konumunu güçlendirmesine, üretim kaybını önlemesine ve yüksek katma değerli, sürdürülebilir bir büyüme yakalamasına olanak tanıyacaktır.




