Gürkan Hüryılmaz
GENEL GÖRÜNÜM
Değerli Meslektaşlarımız,
Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi konusunda üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD olarak; mesleğin ve meslektaşlarımızın değerini yükseltmek için Ekonomist Dergisi tarafaından yürütülen “En Güçlü 50 Satınalma ve Tedarik Lideri” araştırmasına hem destek verdik, hem de bu araştırmada yer aldık. TÜSMOD Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Gürkan Hüryılmaz’a göre; Global CPO’ların son dönemde odaklandığı konuların ilk sırasında; satınalma ve tedarik zincirini bir sonraki seviyeye taşımak için muazzam bir potansiyel sunan Üretken Yapay Zeka (GenAI) yer alıyor. EY Küresel CPO anketine göre; katılımcıların %80’i süreçlerini hızlandırmak ve ekiplerini daha güçlü hale getirmek için önümüzdeki üç yıl içinde bazı kritik süreçlerinde “GenAI” kullanmayı planlıyor. Yakın vadede harcama analitiği ve içgörüleri ile gelişmiş sözleşme yönetimine odaklanıyor. Bugün ise CPO’ların sadece %36’sı GenAI’yi anlamlı bir şekilde kullanabiliyor. KPMG GenAI’nın geniş veri setlerinden yararlanma, hızlı içerik oluşturma ve kendi kendine öğrenme yeteneği ile kategori yönetimi, stratejik kaynak kullanımı, sözleşme yaşam döngüsü yönetimi, tedarikçi riski ve ilişki yönetimi ile talepten teslim almaya ve faturadan ödemeye süreçlerindeki görevleri kolaylaştıracağını belirtiyor. TÜSMOD olarak, günümüzde harcama analizi, tedarikçi yönetimi, sözleşme yönetimi ve uyumluluk gibi operasyonel veya taktiksel süreçlerde aktif şekilde kullanılan yapay zekanın, GenAI ile stratejik karar verme süreçlerinde de bir meslek standartı halinde geleceğini ön görülüyor. GenAI’dan sonra global CPO’lar tarafından en çok ele aldığı ikinci konu ise çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) gereklilikleri ve sürdürülebilirlik. KPMG; global CPO’ların ESG ve Scope3 zorluklarını daha güçlü iş performansı için fırsatlara dönüştürmesi ve rekabetçi bir farklılaştırıcı olması beklentisini ele alırken; PwC, şirketlerin Scope3’e bir yandan müşteri merceğinden bakarken bir yandan tedarikçilerinden de karbon ayak izini azaltmak için aynısını isteyeceğini belirtiyor. Üçüncü öncelikli konu “Risk Yönetimi, Coğrafi ve Politik Etkiler” olarak karşımıza çıkıyor. SAP tarafından yapılan ankette katılımcıların %28’i önümüzdeki 12-18 ayda bu konuya odaklandı. Katılımcıların %71’i fiyat enflasyonu, faiz oranı oynaklığı ve likidite riski gibi makroekonomik riskleri başlıca endişe kaynakları olarak belirtirken; %70’i Yasal ve Düzenleyici Riskleri, %45’i Güvenlik Risklerini, %38’i İklim Değişimi ve %33’i Uluslararası Siyasal Riskleri ön plana çıkartıyor. Tüm bunları uygulayacak olan “Yeteneklerin Yönetimi” ise dördüncü öncelikli olarak yer alıyor. Satınalma ve tedarik zinciri profesyonelleri; yapay zeka, veri analitiği, sürdürülebilirlik ve stratejik satınalma konularında güncel gelişmelere adapte olarak, yeteneklerini ve verimliliklerini geliştirmek zorundalar.
Ekonomim haberine göre; ABD’nin Ağustos ayı itibariyle Çin başta olmak üzere birçok ticaret ortağına yeni tarifeler uygulamaya başlaması beklenirken, küresel metal piyasalarında temkinli bir hava hâkim. Yatırımcılar, fiyatları destekleyen arz sorunlarına rağmen, ticaret savaşının yeni aşamasının talebi baskılamasından endişe ediyor. Yatırımcı anketleri fiyatların daha önceki tahminlerin üzerine çıkacağımı fakat yükselişin sınırlı olacağını öngörüyor. Reuters’ın 26 analist ile yaptığı ankete göre, 2025 yılı dördüncü çeyrek LME bakır fiyatı ortalama 9.500 dolar/ton seviyesinde öngörülüyor. Bu rakam, önceki tahmine göre yüzde 2,7 yukarıda ancak mevcut fiyatların altında. 2025 geneli için ortalama beklenti 9.525 dolar, 2026 için ise 9.796 dolar olarak güncellendi. LME’nin kamuya açık verilerine bakır fiyatında aylık ortalama yılın ilk 4 ayında 9000 doların altında kalırken, nisan ayında 9.482, mayısta 10.129 dolar, haziranda 9 642 ve bu ay 9 394 dolar olarak gerçekleşti. Bu verilere dayanarak, 2025 yılının ilk yedi ayında Londra’daki ortalama LME nakit bakır fiyatı yaklaşık 9 140 USD/ton seviyesinde gerçekleşti. Yıllık ortalama bakır beklentisine bakıldığında, yılın geri kalanında fiyatlar da artış alanı olduğu görülüyor. Yılbaşından bu yana en kötü performans gösteren metal olan çinkoda, Çin başta olmak üzere maden üretiminin artmasıyla birlikte rafine üretim de yükselişe geçti. Çinko fiyatı için dördüncü çeyrek ortalama tahmin 2.700 dolar/ton. Bu, önceki tahminin yüzde 1,9 üzerinde olsa da hâlâ mevcut fiyatın yüzde 4,1 altında. Analistler, çinkoda 2025 yılı arz fazlası beklentisini önceki anketin altı katı olan 80.000 ton seviyesine çıkardı. Taşımacılık, inşaat ve ambalaj sanayisinin temel girdilerinden alüminyumda da ABD tarifeleri fiyatları etkiliyor. Analistler, arz fazlasının azalması ve düşük stok seviyelerine rağmen fiyatların yukarı yönlü potansiyelinin sınırlı olduğunu ifade ediyor. LME alüminyum fiyatı için 2025 dördüncü çeyrek ortalama tahmini 2.500 dolar/ton olarak belirlendi. Bu, bir önceki tahmine yakın ancak mevcut fiyatların yüzde 5 altında. ABD’de iç talebin yüksek fiyatlar nedeniyle zayıfladığı, küresel ölçekte de artan tarifelerin tüketimi baskıladığı ifade ediliyor.2025 yılı için alüminyumda piyasa fazlası beklentisi 280.000 tondan 200.000 tona indirildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın mart ayında %25, haziranda ise %50’ye çıkardığı ithalat tarifeleri, ABD’nin birincil alüminyum tedarikinde ciddi değişimlere yol açtı. Alcoa, Kanada’daki üretiminin kontratlı olmayan %30’luk kısmını Avrupa’ya yönlendirdi. Nisan- Mayıs aylarında ABD’ye yapılan alüminyum ihracatı sert şekilde gerilerken, Kanada’nın Hollanda ve İtalya’ya gönderdiği tonaj dikkat çekici seviyelere ulaştı. Mart ayında ABD’nin birincil alüminyum ithalatı 442 bin ton ile iki yılın zirvesine çıkmıştı. Ancak hazirandaki ikinci tarife artışı sürpriz şekilde uygulanınca, Mayıs’ta ithalat 268 bin ton ile Aralık 2022’den bu yana en düşük seviyeye indi. İthalat açığını kapatmak için hurda alüminyum ithalatı öne çıkıyor. Mart-Mayıs döneminde hurda ithalatı geçen yıla göre %40 artarak 227 bin tona ulaştı. Özellikle Avrupa’dan yapılan sevkiyatlar hızlanınca, Avrupa Komisyonu bu gelişmeler üzerine ticaret gözetim sistemini devreye aldı ve Eylül sonuna kadar olası ihracat kısıtlamaları hakkında karar vereceğini duyurdu. Bakır fiyatları, Londra Metal Borsası’nda (LME) dün ton başına 9.775 dolar ve Şanghay Vadeli İşlemler Borsası’nda 78.930 yuan (yaklaşık 11.000 dolar) seviyesinde seyretti. ABD’nin ithalat bakırına yönelik %50’lik gümrük vergisi uygulaması beklentisi, fiyatlarda kısa vadeli oynaklığı artırıyor. Orta vadeli beklentilere bakıldığında tarifelerin etkili olması bekleniyor. Dünya haberine göre; ABD’de Fed’in temkinli duruşu, Trump’ın gümrük tarifeleri ve zayıf istihdam verisi emtia fiyatlarında oynaklığı artırdı. Fed, faizi %4,25-4,50 aralığında sabit tuttu. Powell’ın “tarifelerin fiyatlara daha belirgin yansımaya başladığını” söylemesi, eylülde faiz indirimi beklentilerini zayıflatırken doların güçlenmesine yol açtı. Trump’ın imzaladığı kararname ile bazı ülkelere yüzde 10 ila yüzde 41 arasında değişen oranlarda ek gümrük vergisi getirildi. Bu hamle, ticaret açığını azaltma hedefi taşıyor. Çin ile yürütülen müzakerelerin 90 günlük ara kapsamında devam etmesi ise piyasalardaki tansiyonu sınırlı tuttu. ABD ile Rusya arasında nükleer silahlar üzerinden artan gerilim de risk algısını kuvvetlendirdi. Trump’ın iki nükleer denizaltıyı konuşlandırma talimatı vermesi, küresel belirsizliği artırdı. Trump’ın bakır ürünlerine getirdiği %50’lik gümrük vergisinin temel girdileri kapsam dışında bırakması sonrası, bakır fiyatları COMEX’te bir günde %17’den fazla düştü. Haftalık bazda bakır %23,4 gerilerken; çinko %3,5, alüminyum %2,4, kurşun %2,2 ve nikel %1,6 kayıp yaşadı. Petrol piyasasında Rusya-Ukrayna gerilimi ve ABD-AB ticaret anlaşmasının etkisiyle Brent petrol haftalık bazda %2,5 yükseldi. Ancak istihdam verisi sonrası % 3,47 gerileyerek 69,08 dolardan kapandı. Doğal gazda ise ABD-AB enerji işbirliği uzun vadeli arz artışı beklentisiyle fiyatlar %0,9 düştü.
JP Morgan Temmuz ayı görünüm raporuna göre; yılın ilk yarısında, artan politika belirsizliği, piyasa oynaklığı ve zayıflayan iş dünyası ve tüketici güveni göz önüne alındığında, ABD ekonomisindeki eğilimler nispeten iyi seyretti. Enflasyon ve işgücü piyasalarına ilişkin son veriler, Fed'in ikili yetkisinin her iki tarafında da ılımlı bir yavaşlama olduğunu gösterirken, tüketici harcamalarındaki büyüme 2024'e göre biraz daha yavaş seviyelerde sabit kaldı. Önümüzdeki aylarda ekonomide tarifeler devreye girdikçe, enflasyon bir süreliğine Fed'in %2 hedefinden daha da uzaklaşabilir. Analister; Fed'in sabırlı davranıp faiz oranlarını ayarlama konusunda veriye dayalı yaklaşımını sürdürmesi için iyi bir konumda olduğunu düşünüyor ve Aralık ayında 25 baz puanlık bir indirim bekliyor. JP Morgan analistlerinin bakış açısı 5 temel dinamiğe odaklanıyor : İlk olarak; 2025 yılının ikinci yarısında büyüme yavaşlayacak, ancak durgunluk yaşanmayacak. İstikrarlı işgücü piyasaları ve tüketici gelir görünürlüğü, ekonominin resesyona girme riskini sınırlıyor, ancak bu risk bu yılın başlarından daha yüksek. 3. çeyrekte %1,0 ve 4. çeyrekte %0,5'lik trendin altında bir GSYİH büyümesi öngörülüyor. İkinci olarak; enflasyon, Fed'in hedefine ulaşmadan önce tekrar yükselebilir. Çekirdek PCE endeksi ile ölçülen enflasyon, bu yıl Fed'in %2 hedefine doğru daha da ilerleyerek Mayıs ayında %2,7'ye ulaştı. Raporlanan enflasyon verilerinde şimdiye kadar gümrük vergisi etkilerine dair sınırlı işaretler görülse de, bunun önümüzdeki birkaç ay içinde daha belirgin hale gelebileceği tahmin ediliyor. Yıllık çekirdek PCE, yılı hala yüksek olan %3,4 seviyesinden kapatmadan önce, 3. çeyrekte %4,6'ya yükselebilir. Üçüncü olarak; İşgücü piyasaları daha yumuşak ama istikrarlı. İşsizlik oranı, Ocak ayındaki %4,0 seviyesinden Haziran ayındaki %4,1'lik düşük seviyeye ancak biraz yükselerek yılın ilk altı ayında ortalama aylık 130.000 kişilik bir istihdam artışıyla, yalnızca biraz yükseldi. Son haftalarda işsizlik başvurularındaki kayda değer artış, önümüzdeki birkaç çeyrekte işe alım faaliyetlerinin potansiyel olarak azalacağının habercisi ve bu da işsizlik oranının yıl sonuna kadar %4'ün ortalarına yükselmesine neden olabilir. Göçün azalması, ABD'de yabancı uyruklu çalışanların büyümesini yavaşlatıyor ve bu da son zamanlarda toplam iş gücünün %19,5'ine ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Dördüncü olarak; Fed faiz oranlarını düşürmek için "acele etmiyor". Değişen hükümet politikaları, düşük işletme ve tüketici güveni ve nispeten dirençli "kesin" ekonomik veriler göz önüne alındığında, 2025'teki tahmin ortamı zorlu oldu. Para politikası bir miktar kısıtlayıcı olmaya devam ettiğinden, Fed politika faizlerini ayarlamadan önce daha fazla netlik beklemek için iyi bir konumda olduğunu düşünüyor. Bir sonraki 25 baz puanlık faiz indiriminin Aralık ayında gerçekleşmesini ve Fed Fon aralığının yıl sonunda %4,00-4,25 seviyesine gelmesi bekleniyor. 2026 başlarında bir ara daha vermeden önce art arda üç faiz indirimi daha bekliyor. Son olarak; Washington odakta kalmaya devam ediyor. Yönetimin politikalarının netleşmesine giden yol, devam eden birkaç ticaret görüşmesi, yakın zamanda kabul edilen mali yasa tasarısının uygulanması, ulusal borç endişeleri ve artan jeopolitik gerilimler nedeniyle önümüzdeki birkaç ay boyunca engebeli kalabilir. Bu önemli alanlardaki ilerleme ve ek düzenlemelerin kaldırılması, 2026 yılına kadar kurumsal güveni artırabilir. Yakın vadede, işletmeler ve tüketiciler büyük harcamalara temkinli yaklaşabilir ve ihracat talebi zayıflayabilir. CGTN Türk haberine göre; Çin Lojistik ve Satın Alma Federasyonu (CFLP) tarafından bugün açıklanan verilerde, Çin’in emtia fiyat endeksinin temmuzda bir önceki aya göre %0,5 oranına artarak, 111,4’e yükseldiği, bu endeksin art arda 3 aydır artış gösterdiği bildirildi. Aynı verilere göre, kara metal ürünlerin fiyat endeksi yeniden toparlanma sinyali verdi. Demir dışı metallarin fiyat endeksi ise yükseliş trendini sürdürdü. CFLP tarafından izlenen 50 emtia arasından 32’sinde, haziran ayına göre artış yaşandı. CFLP’nin yetkilisi Zhou Xu, karşı döngüsel ayarlamanın güçlendirilmesi nedeniyle Çin’deki emtia piyasasının genel olarak genişleme eğilimini koruduğunu söyledi. Uzmanlar, emtia fiyat endeksindeki yükselişin ülke ekonomisinin canlandığına dair bir gösterge olduğunu belirtiyor.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Selamlarım ve saygılarımla…
Metal-Demir-Çelik:
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Temmuz ayını %4.43’lük azalış ile 9.605 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %51.41’luk ciddi bir artış gösterdi. Uzmanlara göre; Bakır piyasası, ABD'nin gümrük tarifeleri sürprizinin ardından hala yerleşmesi gerektiğini gösteriyor. Analiz firması Shanghai Metal Markets, Bakır cevheri kıtlığının, en önemli üretici ülkede, Çin'de metal işleme oranının önümüzdeki aylarda azalmasına yol açacağını öngörüyor. Çinli eritme tesisleri arasında yapılan bir anket temelinde, şirket bu ay üretimin %0,5 azalacağını tahmin ediyor. Eylül ayı için, 900 bin ton üretim kapasitesine sahip beş eritme tesisinin bakım çalışmaları planladığı için daha fazla bir düşüş bekliyor. Bu durum, Çin'in üretiminin son zamanlarda bir rekor seviyeden diğerine fırlaması nedeniyle hemen arz sorunlarına yol açmayabilir. Ancak, piyasa sıkılaşma belirtileri, özellikle talep genel ekonomik bir toparlanma ile artarsa, orta vadede Bakır fiyatını yukarı itebilir. Ekonomim haberine göre; Bakır fiyatları, ABD hükümetinin rafine bakırı ithalat vergilerinden muaf tutma yönündeki beklenmedik kararının ardından keskin bir düşüş yaşadı ve önceki önlemlerin neredeyse tamamen geri alınacağı sinyalini verdi. ABD, rafine bakır ve bakır konsantresinin, yarı mamul bakır ürünleri ve bakır yoğun türevlerin ithalatına yönelik daha önce tehdit edilen %50 gümrük vergisine tabi olmayacağını açıkladı. Goldman Sachs analistlerine göre, ABD yurtiçi bakır talebinin yaklaşık %50'sini rafine bakır ithalatından karşılarken, yarı mamul bakır ürünlerinin net ithalatı yalnızca %7'yi oluşturduğundan bu muafiyet önem taşıyor. ABD Comex borsasındaki bakır vadeli işlemleri yaklaşık %20 düşerek LME fiyatları üzerindeki primi ton başına yaklaşık 150$'a ya da %2'lik bir gümrük vergisine indirdi. Son düşüşe rağmen Goldman Sachs, LME bakır fiyat tahminini teyit ederek Ağustos ayında ton başına 9.550 $'a düşeceğini ve ardından Aralık ayında 9.700 $'a yükseleceğini öngördü. Bank of America, fiyatların düşmeye devam etmesi durumunda bu pozisyonların stop out riskiyle karşı karşıya kaldığı konusunda uyardı. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Bakır fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 9.100, 9.300 ve 9.400 USD/ton olarak açıkladı.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Temmuz ayını %0.12’lik azalış ile 2.580 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %33.55’lik artış gösterdi. Uzmanlara göre; Küresel birincil alüminyum pazarının 2025 yılında 390.000 ton fazla vermesi bekleniyor. Uluslararası Alüminyum Enstitüsü (IAI) verilerine göre, 2025'in ilk beş ayında birincil alüminyum üretimi 30,4 milyon tonun biraz üzerinde gerçekleşti. Aylık ortalama üretim yaklaşık 6,1 milyon ton olacak şekilde, 2025 yılında yıllık arzın 73 milyon tonluk yeni bir rekor seviyeye ulaşması bekleniyor. Fazla bekleniyor olsa da, Çin ve LME'deki borsa stoklarındaki düşüş destekleyici bir temel zemin oluşturmaya devam ediyor ve Şubat ayındaki yılbaşından bu yana görülen en yüksek seviyelere doğru bir testin mümkün olabileceğini gösteriyor. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Alüminyum fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 2.500, 2.550 ve 2.600 USD/ton olarak açıkladı. Ekonomim haberine göre; Avrupa’da alüminyum üreticileri, pandemi sonrası yaşanan enerji krizinin ardından kalıcı hale gelen yüksek elektrik fiyatları nedeniyle küresel pazarda rekabet avantajını kaybediyor. Çin’in kömür destekli üretimi ve ABD’nin kaya gazı avantajı, Avrupa’yı hem fiyat hem karbon salımı açısından zor durumda bırakıyor. ING’nin analizine göre Avrupa’da enerji maliyetleri hâlâ pandemi öncesine göre yüksek ve üretim birim maliyetleri Çin ve ABD’nin yaklaşık %50 üzerinde. Avrupa’da bir ton birincil alüminyum üretimi enerji hariç yaklaşık 1.950 euro maliyete sahipken, geri dönüştürülmüş alüminyum 1.400 euro maliyetle üretilebiliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Temmuz ayını %1.83’lük azalış ile 14.750 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %2.15’lik artış gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Ağustos 2025 prim fiyatlarını; 430 kalite için 5 EUR/ton azalış, 304 kalite için 36 EUR/ton azalış ve 316 kalite için 35 EUR/ton azalış ile açıkladı. Analistlere göre; Nikel, piyasadaki aşırı arz, ılımlı talep ve gümrük vergisi belirsizliğinin güveni aşındırması nedeniyle Nisan ayından bu yana yatay-düşük bir trendde sıkıştı. Endonezya hükümeti, aktivistlerin nikel madenciliğinin yol açtığı zararı vurgulamasının ardından Raja Ampat'taki beş nikel madenciliği ruhsatından dördünü iptal etti. Etkilenen bölgenin dışında olduğu için yalnızca devlete ait PT Antam'ın bir parçası olan PT Gag Nickel bölgede faaliyet göstermeye devam ediyor. Nikel fiyatı, diğer büyük nikel madenciliği ve rafineri merkezlerinin de daha sıkı bir incelemeye tabi tutulup tutulmayacağı sorusunu gündeme getirse de, bu habere anlamlı bir tepki vermedi. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Nikel fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 14.500, 15.000 ve 15.500 USD/ton olarak açıkladı. UBS analistleri, son üretim kesintilerine dair açıklamalara rağmen, küresel nikel fazlasının 2026 yılına kadar devam edeceğini öngörüyor. Bankanın raporunda, 2022'den 2024'e kadar piyasada "önemli bir fazla" olduğu belirtilerek, mevcut nikel fiyatlarının zaten zayıf temel beklentileri yansıttığı ifade edildi. Analistler ayrıca, düşük paslanmaz çelik üretimi ve pil kaynaklı talepte toparlanma olasılığının azalması nedeniyle, yakın vadede talepte çok az toparlanma öngörüyor. UBS, 2025 ile 2028 yılları arasında daha küçük piyasa fazlaları bekliyor, ancak bunlar "Londra Metal Borsası'nda (LME) rafine nikel envanterinde bir artışa yol açacak kadar büyük" kalacak. Analistler, Endonezya'daki cevher piyasasının daralması ve maden kapanışları nedeniyle 2025'in ikinci yarısında nikel fiyatlarının önemli ölçüde toparlanmasını bekliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Temmuz ayını %0.56’lık artış ile 2.768 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %12.10’luk azalış gösterdi. Fastmarket analistlerine göre; olumlu fiyat mevsimselliği ve 14 Mayıs zirvesinin üzerinde bir kapanış, kısa vadede ek bir ivme yaratabilir. Ancak izabe tesisi seviyesindeki belirsizlikler fiyat duyarlılığını desteklerken, fiyat tahminlerimizde daha belirgin bir yükseliş eğilimi, muhtemelen daha önemli izabe tesisi kesintileri gerektirecek ve bu da konsantre ve rafine edilmiş ürün piyasası arasında bir darboğaz oluşturarak ek maden arzının ne kadar hızlı iletileceğini sınırlayacaktır. Analistler, yüksek senaryo bakışı ile LME nakit fiyatının 3. çeyrekte ton başına ortalama 2.900 dolar olacağını öngörüyor. ABD ticaret yetkililerinin kilit ticaret ortaklarıyla karşılıklı anlaşma beklentilerini azalttığına dair haberler bir miktar rahatlama sağlayabilir, ancak bunun reel ekonomiye yansıması zaman alacaktır. Çeşitli maden projeleri, çinko konsantresi bulunabilirliğini önemli ölçüde iyileştirdi ve önümüzdeki aylarda üretime başlaması planlanan ek kapasiteyle bu artış devam edecek. Aynı zamanda, daha fazla kısıtlamanın ek maden kapasitesinin ne kadarını besleyeceğini sınırlaması ve rafineri piyasasında daha sıkı bir dengeye yol açması durumunda, izabe tesisi marjları üzerindeki artan baskı, yukarı yönlü fiyat riskleri yaratabilir. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Çinko fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 2.600, 2.650 ve 2.700 USD/ton olarak açıkladı.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Temmuz ayını %3.53’lük azalış ile 1.938 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %1.12’lik artış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları %3.53’lük azalış ile 32.775 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %10.57’lik azalış gösterdi. Foreks haberine göre; Endonezyalı kalay madencisi PT Timah, olumsuz hava koşulları ve kaçak madencilik faaliyetleri nedeniyle kalay kumu üretiminin düşmesi nedeniyle Ocak-Haziran döneminde yıllık %29 düşüşle 6.870 ton rafine kalay üretimi bildirdi. Şirket yaptığı açıklamada, ilk yarıda rafine kalay ürünlerinin satışının yıllık %28 düşüşle 5.983 ton olarak gerçekleştiğini, ortalama satış fiyatının ise %8 artışla 32.816 dolar/tona çıktığını belirtti. Analistler, yapay zeka (AI) ve elektronik sektörlerinden gelen talep nedeniyle küresel kalay fiyatlarının yılın geri kalanında yüksek seyretmesinin muhtemel olduğunu, buna karşılık stokların az olmasının tabloyu daha da karmaşıklaştırdığını söylüyor. Fitch Solutions'ın bir birimi olan araştırma kuruluşu BMI, "...yarı iletken endüstrisinden gelen istikrarlı talep karşısında arz sorunlarının devam etmesiyle fiyatların desteklenmeye devam etmesini ve piyasaların gergin kalmasını bekliyoruz" dedi. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Kurşun fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 1.850, 1.900 ve 1.950 USD/ton olarak açıkladı.
Demir Cevheri fiyatları, Temmuz ayını %4.26’lık artış ile 98 dolar/ton seviyelerinde kapattı. LME Çelik Hurda CFR Türkiye (Platts) fiyatları Temmuz ayında %1.19’luk artış kaydederken, son 12 aylık değişimi %10.34 azalış yönlü oldu. LME İnşaat Çeliği FOB Türkiye (Platts) fiyatları ise Temmuz ayında %1.21 oranında azalırken, son 12 aylık değişim ise %6.89 azalış yönlü oldu. UBS'e göre, küresel piyasanın denge durumundan fazlaya geçmesiyle birlikte demir cevheri fiyatları önümüzdeki 12 ayda düşüşe geçecek. Son aylarda ton başına ortalama 100 ABD doları civarında seyreden çelik üretim bileşeninin, arz büyümesinin talebi aşmasıyla 90 ABD dolarına düşmesi bekleniyor. Bu seviyelerde, bazı Çin yerel üretimi, Hindistan madenleri ve daha küçük Avustralya ve Brezilya operasyonları kârsız hale gelecektir. Araştırma, fiyatların 90 ABD dolarının altına düşmesi durumunda, büyük madencilik şirketlerinin (Rio Tinto, Vale, BHP ve Fortescue) genişleme projelerini yavaşlatıp "hacimden çok değer" stratejilerine odaklanması muhtemel olduğunu öne sürüyor. 2027'den sonrasına bakıldığında, demir cevheri piyasası ek zorluklarla karşı karşıya. Çin'in emisyon ticareti sisteminin sıkılaşması ve demir cevheri yerine geri dönüştürülmüş çelik hurdasının kullanımının artması bekleniyor. Bu değişimin zamanlaması ve ölçeği belirsizliğini korurken, talep için yapısal bir engel teşkil ediyor. Demir cevheri talebindeki potansiyel artış, artan refah seviyelerinin genellikle artan çelik tüketimiyle ilişkili olduğu Hindistan ve Güneydoğu Asya'dan gelebilir. Ancak analistler, bu büyümenin Çin'in azalan talebini tamamen telafi etmesini beklemiyor. Piyasa görünümünün daha temkinli hale gelmesiyle birlikte UBS, başlıca demir cevheri üreticileri Vale, Rio Tinto, BHP ve Fortescue için Nötr notunu koruyor. Mevcut 94 ABD doları civarındaki spot fiyatlar, 2025'in ikinci yarısında beklenen fazlalık koşullarını "fiyatlandırıyor" gibi görünüyor; bu da piyasanın ilerideki temel değişimi öngördüğünü gösteriyor. ING Temmuz ayı tahmin raporunda Demir Cevheri fiyatlarını 2025 3Ç, 4Ç ve 2026 1Ç için sırasıyla 95, 90 ve 95 USD/ton olarak açıkladı.
Plastik ve Kauçuk:
TÜSMOD Plastik Fiyat Endeksi Temmuz ayında %0.60 azalış gösterirken, 2025 yılı değişimi %1.05 azalış ve son 12 aylık değişim %3.43 azalış yönlü oldu. Chemorbis haberine göre; PVC piyasasındaki oyuncular Temmuz ayına farklı fiyatlandırma stratejileriyle girdi ve bu durum gözle görülür şekilde iki farklı piyasa eğilimine yol açtı. Bazı satıcılar, Türkiye’deki marj baskısını ve düşük netback seviyelerini dengelemek için daha yüksek fiyatlar talep ederken, diğerleri bol arz nedeniyle satışları canlandırmak için indirimlere yöneldi. Bu ayrışma, oyuncuların farklı maliyet yapıları, talep sinyalleri ve global dinamikleri takip ettiği bir ortamda hem ithal hem de yurtiçi piyasada görüldü. Yeni ayın başlamasıyla birlikte, piyasa tedarikçiler arasında fiyat farklarının açıldığını gösterdi. Avrupalı üreticiler, stabil etilen kontratına rağmen güçlü tutumlarını korudu. Bu kararlılık, büyük ölçüde €/USD paritesindeki artıştan kaynaklandı. Zira haberin yazıldığı esnada 1.18’e yaklaşan kur, ihracat marjlarını erozyona uğrattı ve karlılığı geri kazanmak isteyen satıcıların teklifleri artırma girişimlerini körükledi. Bunun aksine, önde gelen Tayvanlı bir üretici, artan direnç nedeniyle geçen haftanın sonlarında Asya’daki ilk zam hedeflerinden geri adım attı. Bu değişim, ABD’li tedarikçilerden Türkiye’ye daha rekabetçi fiyatlandırmalara zemin hazırladı. Öyle ki bu satıcılar fiyatlarını esnetmeye Haziran sonuna kıyasla nispeten istekli göründü. Avrupa’dan yeni açıklamalar beklenirken, bazı Güney Koreli satıcılar ilk olarak marjlarını iyileştirmek için daha yüksek seviyeleri test etti. Ancak, daha sonra yavaş talebe yanıt olarak indirim yapmayı kabul ettiler ve tekliflerini düşürdüler. CIF 830$/tondaki bazı girişimlerin ardından, fiyatlar daha sonra bu menşe için CIF 800-810$/tona indi. Bir oyuncu, “Güçlü spot etilen fiyatları bu satıcılara kısmi destek sağlasa da, Asya PVC piyasalarındaki kırılgan görünüm ve navlun fiyatlarındaki artışların yavaşlaması, güçlü duruşlarını baltaladı,” dedi. Avrupa malı K67 için, satıcılar aylık bazda CIF 830-850$/ton gibi daha yüksek satış hedefleri dillendirdi; ancak resmi teklifler haftanın ortası itibarıyla halen netleşmemişti. Batı Avrupalı bir üreticinin bir distribütörü, kotaların halen belirlenmediğini ve zayıf marjlar ile geciken önceki teslimatlar sebebiyle Temmuz yüklemelerini pas geçebileceklerini belirtti. Bu arada, Temmuz varışlı bazı Meksika malları CIF 810$/ton gibi nispeten rekabetçi bir seviyeden teklif edilirken, yeni yüklemeler için henüz teklifler gelmedi. Bu belirsizlik, Avrupa’da talebi azaltabilecek ve bölgedeki tedarikçiler üzerinde hacimlerini öncelikle Türkiye olmak üzere ihracat piyasalarına yönlendirme baskısı kurabilecek yaz tatillerini de göz önünde bulundurulduğunda, piyasa katılımcılarını temkinli tuttu. Sonuç olarak, bazı alıcılar bu ay Avrupa menşeli işlemlerde stabil fiyatların mümkün olabileceğini söyledi. Avrupa PP piyasaları, stabil seviyeden gerçekleşen propilen kontratı ve jeopolitik endişelerin azalmasının ardından önceki artış beklentilerinin giderek geçerliliğini yitirmesiyle Temmuz ayına çoğunlukla stabil seviyelerden başladı. Haziran sonundaki mütevazı artış girişimlerine rağmen, piyasa talepteki süregelen zayıflık, bol arz ve mevsimsel durgunluk nedeniyle stabil bir seyir izledi. Haziran ayında özellikle hammadde piyasalarındaki dalgalanmanın havayı temkinli bir şekilde güçlü tutmasıyla beraber artış beklentileri bir miktar alım ilgisi uyandırmıştı. Ancak, bu beklentiler Orta Doğu’daki gerilimin yatışması ve Temmuz propilen kontratının stabil seviyeden yapılmasıyla boşa çıktı ve PP zam girişimleri için maliyet desteği sağlamadı. Daha önceki iyimser havaya istinaden ilk olarak fiyat artışları planlayan bir satıcı, nihayetinde hammadde maliyetlerinden destek göremedikleri için Temmuz ayı fiyatlarını değiştirmediklerini söyledi. Satıcı, piyasanın durgun faaliyetlerle mücadelesine işaret ederek, “Talebi canlandırmak için hafif indirimler yapmamız gerekebilir,” dedi.
Enerji ve Petrol:
Boru Hatları İle Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ), internet sitesinde Ağustos ayı için doğalgaz satış tarifesi yayımlanmadı. Bu durum Ağustos ayı için tarifede bir değişiklik olmayacağı şeklinde yorumlandı. AA haberine göre; EIA'nın "Temmuz 2025 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu"na göre, petrol fiyatlarına ilişkin yukarı yönlü revizyonun arkasında jeopolitik risklerdeki artış etkili oldu. Raporda, İran ile ABD arasında nükleer müzakere süreci devam ederken İsrail’in 13 Haziran’da Tahran’ın çeşitli kentlerinde nükleer ve askeri tesislerle sivil yerleşim yerlerini hedef alan saldırılar başlatmasıyla risk priminin belirgin şekilde yükselmesi, revizyonun temel gerekçesi olarak gösterildi. Ancak bu risk primine rağmen küresel petrol stoklarındaki kayda değer artışın, fiyatların yukarı yönlü hareketini kısıtlaması bekleniyor. 2025’in ilk çeyreğinde 75,83 dolar seviyesinde seyreden Brent petrolün varil fiyatının, yılın son çeyreğinde 64,02 dolara gerileyeceği ve 2026 genelinde ise 58,48 dolar olacağı tahmin ediliyor. Ayrıca raporda, tahminin, OPEC+ grubunun 5 Temmuz'da açıkladığı Ağustos ayı üretim artışı kararından önce tamamlandığı belirtilerek, açıklanan üretim hedeflerinin söz konusu görünüm hazırlanırken varsayılan seviyelerin üzerinde kaldığı ifade edildi. Bunun yanı sıra gerileyen petrol fiyatlarının bu yıl boyunca üreticilerin sondaj ve kuyu tamamlama faaliyetlerinin yavaşlamasına yol açtığı aktarılan rapora göre, bu doğrultuda ABD ham petrol üretiminin 2025’in 2. çeyreğinde kaydedilen günlük 13,28 milyon varil seviyesinden, 2026'nın son çeyreğinde 13,26 milyon varil seviyesine gerilemesi bekleniyor. Yıllık bazda ise üretimin 2025 ve 2026'da günlük ortalama 13,4 milyon varil seviyesinde sabit kalacağı tahmin ediliyor. Böylece, bu yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatının 68,89 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu rakam, önceki raporda 65,97 dolar olarak tahmin edilmişti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının ise 65,22 dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor. Söz konusu rakam, geçen ay 62,33 dolar olarak hesaplanmıştı. EIA, geçen yıl için Brent petrolün ortalama varil fiyatını 80,56 dolar, WTI ham petrolün fiyatını ise 76,60 dolar olarak açıklamıştı. Investing haberine göre; Goldman Sachs, sekiz OPEC+ üyesinin Eylül ayında petrol üretim kotalarını günlük 550.000 varil artırarak, grubun güçlü küresel petrol talebi karşısında yedek kapasiteyi normalleştirmeyi amaçladığı gönüllü kesintilerdeki 2,2 milyon varillik geri dönüşü tamamlamasını bekliyor. Tahmin, OPEC+’nın hafta sonu Ağustos ayı üretimini 548.000 varil/gün artırma kararının ardından geldi ve Orta Doğu’daki gerilimlerle bağlantılı son fiyat dalgalanmalarının ortasında daha hızlı bir arz restorasyonuna işaret etti. Goldman, Rusya’nın üretimindeki düşük performans ve yedek kapasitenin daralması gibi karışık faktörlere dikkat çekerek Brent ham petrol tahminini 2025’in 4. çeyreği için 59$ ve 2026 için 56$’da tuttu. Ayrıca talepte yukarı yönlü riskler görüyor ve güçlü Çin talebi, istikrarlı küresel büyüme ve zayıf ABD doları nedeniyle küresel petrol tüketiminin 2025’te 600.000 varil ve 2026’da 1 milyon varil artacağını tahmin ediyor.
Döviz Kurları:
TCMB 31 Temmuz 2025 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru Temmuz ayında %1.94’lük artış ile 40.59 TL; EUR döviz satış kuru %0.50’lik azalış ile 46.46 TL oldu. EUR/USD paritesi ise %2.40 azalara, 1.1447 seviyesine yükseldi. Buna göre 2025 yılında EUR ve USD ortalama kur artışı %20.53 olarak gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketine göre; katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 43.57 TL iken, bu anket döneminde 43.72 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 47.04 TL iken, bu anket döneminde 47.70 TL olarak gerçekleşmiştir. Investing.com haberine göre; Goldman Sachs, Türk lirasına ilişkin görünümünü revize ederek, para biriminin istikrarlı carry trade getirileri sunmaya devam ettiğini ancak merkez bankalarının beklenen faiz indirimleri öncesinde göreceli cazibesinin azaldığını belirtti. Goldman Sachs'a göre , Türk lirası son aylarda aylık %1,5-2 oranında değer kaybediyor ve bu da kısa USD/TRY pozisyonlarından elde edilen aylık toplam getiriyi %1'e yakın tutuyor. Bu durum, yüksek oynaklık dönemleri hariç tutulduğunda, toplam getirileri son dönemdeki en düşük seviyelere yakın bir seviyeye getiriyor. Goldman Sachs ekonomistleri, 3, 6 ve 12 aylık dönemlerde USD/TRY tahminlerini sırasıyla 42, 44 ve 48 olarak güncelledi. Bu tahminler, önceki raporunda 41, 43 ve 45 idi. Analistlere göre; iç para çıkışları ve dolarizasyona rağmen, Türkiye'nin rezervleri istikrarlı bir şekilde artmaya devam etti ve brüt rezerv varlıkları şu anda 170 milyar dolara yakın bir seviyede bulunuyor. Türkiye’nin cari işlemler açığı mayıs ayında sert bir şekilde daraldığı belirten analistler, önümüzdeki aylarda olumlu mevsimsel desteklerin devam etmesini bekliyor. Goldman Sachs bunu liranın daha dalgalı değer kaybı risklerini azaltan olumlu bir gelişme olarak görüyor.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri:
TÜİK verilerine göre, Yİ-ÜFE (2010=100) 2025 yılı Temmuz ayında bir önceki aya göre %1,73 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %17,70 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,19 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %27,07 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %28,30 artış, imalatta %24,02 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %22,10 artış ve su temininde %55,74 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %21,91 artış, dayanıklı tüketim mallarında %31,35 artış, dayanıksız tüketim mallarında %26,40 artış, enerjide %20,82 artış ve sermaye mallarında %28,34 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %3,67 artış, imalatta %1,60 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %2,21 artış ve su temininde %1,82 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %1,68 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,31 artış, dayanıksız tüketim mallarında %0,54 artış, enerjide %3,43 artış ve sermaye mallarında %2,53 artış olarak gerçekleşti.
YD-ÜFE 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %3,42 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %19,77 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %28,38 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %25,17 artış gösterdi. Sanayinin iki sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %23,36 artış, imalatta %28,48 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında %24,95 artış, dayanıklı tüketim mallarında %32,19 artış, dayanıksız tüketim mallarında %30,89 artış, enerjide %10,33 artış, sermaye mallarında %33,30 artış olarak gerçekleşti. Sanayinin iki sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında %2,03 artış, imalatta %3,44 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında %2,83 artış, dayanıklı tüketim mallarında %2,50 artış, dayanıksız tüketim mallarında %3,30 artış, enerjide %9,96 artış, sermaye mallarında %3,34 artış olarak gerçekleşti.