Doçent Dr. Lütfi Apilioğulları
Sistem Teknik ve Değişim
Sistem Teknik’te Dijital Tabanlı Yalın Dönüşüm (DBLT) çalışmalarına geçtiğimiz aylarda başladık. Değişime ve gelişime oldukça açık olan bu firmada beni en çok etkileyen konuların başında Mehmet Bey’in, içinde yaşadığı değişim heyecanı oldu. Bugünlere getirdiği firmasının, etkin bir mühendislik firması olmasının yanında hız ve maliyet anlamında dünya ile rekabet edebilecek düzeyde üretim yetkinliğinin de olmasını istiyordu. İşte bu istek, değişimi tetikleyen ana unsur oldu.
Sistem Teknik mühendislik yeteneği anlamında harika bir firma. Tasarım ve inovasyon yetenekleri son derece iyi ancak iş tedarik zinciri ve üretim yönetimi süreçlerine geldiğinde, ülkemizdeki birçok firma gibi daha iyisini arama ve gelişme aşamasındalar. Beni mutlu ve motive eden bir diğer konu da bu durumu içtenlikle kabullenmeleri ve bu nedenle değişimi istemeleri. Zaten değişimin önkoşulu da öncelikle mevcut durumun yetersizliklerini kabullenmek değil mi? Yoksa neden değişmek isteyelim.
Firma yöneticileri ile yaptığımız ilk toplantıda amacımızı net bir şekilde önce ‘Yalın ve Çevik’, akabinde ‘Dijitalleşme’ koyduk. Yalın ve Çevik (Leagile) olmadan ya da standartları yakalamadan, mevcut sistem üzerine teknolojiyi bindirmeye çalışmak ancak yanlışın daha hızlı yapılmasına sebep vereceği için önceliğimizi her alanda standartları belirlemek olarak belirledik.
Dönüşüm her şeyden önde insan ile başlıyor. İnsanları eğitmek, dönüşüm süreçlerinde yer almaya ikna etmek ve geniş katılımı sağlamak değişim sürecinde olmazsa olmaz en öncelikli unsur. Bu bağlamda Sistem Teknik’te oldukça iyi bir hava yakaladık ve ciddi bir eğitim programı ile yalın/çevik teması altında operasyonel mükemmellik eğitimlerimizi tamamladık. Corona döneminde bile ara vermeden webinarlar üzerinden eğitimleri gerçekleştirdik. Artık, ortak lisanı ekibin geneli ile konuşabiliyoruz. Değer, kayıp, akış gibi kavramlar gündelik hayatımıza girdi.
İmalat sanayisinde rekabetin gücü ‘hızlı’ olmaktan geliyor. Kalite ve maliyetin hijyen faktörü olduğu günümüz dünyasında eğer rakiplerinizden daha hızlı ve inovatif olabiliyorsanız fark ediliyor, sipariş alabiliyorsunuz. Teknolojinin bu denli hızlı geliştiği, bilginin dönüşüm hızının aylar mertebesine indiği bu ortamda, dünya sınıfı üreticiler ile aramızda olan mesafeyi kapatabilmek için biz de Sistem Teknik’te yol haritamızı üç ana başlık altında belirledik: Hızlı ürün geliştirme, verimli üretim ve çevik tedarik zinciri.
Ürün geliştirme sürecinde başta ‘Eş Zamanlı Mühendislik’ uygulamaları olmak üzere bir dizi uygulamayı devreye almaya başladık. Tüm fonksiyonların katılımı ile müşteri beklentilerinin henüz ilk aşamada doğru olarak anlaşılması, proje yönetimi metodolojisinde SILO tarzı yaklaşımdan matris yapılanmaya geçilmesi, tasarım süreçlerinin standartlaştırarak modüler ürün konseptinin geliştirilmesi ve bu süreci destekleyecek yetkinlik/teknolojik altyapının sağlanması konularında oldukça önemli kararlar aldık. Hız için gerekli olan standart, yetkinlik ve teknoloji üçlüsüne en olası zamanda ulaşma beklentisindeyiz.
Verim konunda, her işletmede olduğu gibi burada da fırsatlar oldukça fazla. Üretimde akışın yeterli olmaması ve iş üretme modelinde mevcut olan ‘kur – sök – sevk et – yeniden kur’ yaklaşımı bunun en temel nedeni. Bu anlamda ürünleri kendi aralarında kategori ederek, her segmenti farklı hücrelerde ‘odak fabrika’ yaklaşımı ile yönetmeye ve üretimi modüler/standartlar dahilinde gerçekleştirerek ürünü doğrudan müşteri lokasyonunda montaj yapmak gibi bir karar aldık. Yapabilirsek, ki yapabileceğimize inanıyorum inanılmaz bir hız ile müşteri beklentilerine cevap verebiliyor olacağız. Bu süreci desteklemek için malzeme hazırlık ve montaj hatlrını ayırmaya, fabrikadaki tüm gereksizleri atmaya ve hatta duvarları yıkarak layout’u akışa uygun bir şekilde yeniden kurmaya karar verdik. Zaten değişim bu değil mi? Yıkıp, yeniden yapmak!
Tedarik zinciri giderek daha da önem arz eden bir haline geliyor. Artık, işletmelerin değil ‘tedarik zincirlerinin’ rekabet ettiği mevcut koşullarda tedarikçiler ile stratejik iş birliği kurmak, uzmanlığa odaklanmak ve etkin bilgi paylaşımı yapmak ana gündem maddesi. Sistem Teknik bu anlamda aslında bir başlangıç yaparak bazı işleri, kendi kontrolündeki alt yükleniciler zaten vermeye başlamış. Ancak, şimdi birlikte kapsamı genişlettik. Artık lokal düşünüp, global hareket edeceğiz gibime geliyor. Neden dünyanın öbür ucuna demir gönderelim ki orada yaptırmak varken.
Özetle, Sistem Teknik benim yeni maceram. Değişimi ve değişmek isteyen kurumları seviyorum. Söylendiği gibi, ‘bugünü ile yarını eşit olan ziyandadır’.