Hakan Ömer Gider
Kedi Gibi Satıcı Olmak
Geçtiğimiz ayın başlarında yaşadığım sitenin bahçesindeki kedilerden biri bir sabah yürüyüşüm sonrası yanıma geldi ve kendini sevdirdi. Ben aslında çocukluğumdan beri evcil hayvanlar ile doğru dürüst iletişim kurmamış, rahmetli annemizin de sevmemesinden dolayı pek onlarla diyaloğum olmamıştır.
Tabi ilk ve orta okul çağlarında eve bazen kutu içinde civciv bazen tavşan getirdiğimizde olmuştur. Birkaç haftalık misafirlikten sonra zorunlu ayrılmışızdır. Evimizde en çok duran evcil hayvan, tek başına yaşayan bir muhabbet kuşuydu. Bizimkiler ona konuşmayı öğretmiş ve dönemin en sevilen dizisinden esinlenerek de Cihan Ünal’ın canlandırdığı 4. Murat karakteri beğenildiğinden adına Murat konmuştu.
Gel zaman git zaman daha gençlik hatta evlendiğim dönemde kedi köpek gibi evcil hayvanlar ile de tanışma fırsatım oldu evde beslendi ama çok önemli bir ayrıntı benden uzaktı, “sorumluluk” bende değildi.
İşte bu ayağıma kadar gelen kedi yavrusuna kayıtsız kalamadım. Yalnız yaşadığım için tüm eş, dost ve akrabanın “bir kedi al, stresini alır” sözleri ile birlikte sahiplendim. Sonraki süreç veterinerde geçen 10 gün, ölümlerden dönene bir yavru kedi ve eve geldiğinde konan “şanslı” ismi ile birlikte evimde bir nefes ile yaşamaya başladım.
Bildiğim biraz da gözlemlediğim kedi davranışları ile satıcıların yapmasını düşündüğüm davranışları eşleştirme yaparak aşağıdaki maddeleri çıkarmak istedim. Kedileri bilemem ama kedi seven dostlarımdan ve tabii ki satıcı arkadaşlarımdan baştan bu benzetmeler için özür dilerim. Bu bir iyi niyetli metafor çalışmasıdır.
1. Kedi eve geldiğinde yaklaşık bir hafta boyunca hep saklandı. Hatta kalorifer peteklerinin altına girerek bütün gün orada yattı. Sadece yeme, içme ve tuvalet ihtiyacı için çıkıyordu. Sürekli yaklaşık 16 saat uyuduğuna şahit oldum. Ama bu uykular hep gündüz gerçekleşti.
Bunu satıcıya uyarlarsak, bir satıcı da ilk gittiği bir iş yerine (büro) ya da fabrikaya girdiğinde aynı bu yavru kedi mantığı ile etrafı pek kolaçan etmeyip, sakin durup biraz naif bir davranış içinde olmalıdır.
2. Gündüz uyumak ve gece ayaklanıp hatta sabaha karşı harekete geçmek kedilerin doğasında olan bir davranış. Gündüz olan; “şanslı” ile gece ya da sabaha karşı olan “şanslı” arasında ciddi fark oluştu.
Burada satıcı da avlanma ve dinlenme vakitlerini iyi ayarlamalıdır. Burada biyolojik saat devreye girer. Bazı kişiler gündüz sabah erken saatlerde daha verimliyken, bazıları ise akşam saatlerinde daha verimli olabilirler. Her satıcı verimli saatlerini belirleyip randevularını ona göre almasında yarar olacaktır.
3.Kedinin en ilginç davranışı bazı durumlarda özellikle yemek hazırlarken ya da yeme sırasında onu başka bir odaya koymam gerektiğinde gösterdiği tavır çok ilgimi çekti. Başka odaya koyduğumda içeri girmek için hafif miyavlamalar ile başlayan sonrasında da kapı eşiğinde patisini uzatarak duygu sömürüsü yapmaya geçen süreçte ilk önce acıma duygusu ile yaklaşıp içeri aldığımdaki tavrı çok farklı olmaktaydı. Kendimi kedinin yerine koyup bu kadar ağlama ve sızlamadan sonra kapı açılınca uslu uslu bir kenara geçip, hazırlanan yemeğe, ya da herhangi bir şeye saldırmayıp, beni içeri alması ile yetinip, sahibim ile aynı mekanda olmanın keyfini çıkarırdım. Ama kedi böyle bir yaradılış değil, tüm ısrarlı içeri girme çabasından sonra hiçbir şey yokmuş gibi yemeğe saldırmak, sırnaşmak ve içeri gönderilmesine sebep olan tüm hataları yapması bana “pes” dedirtti.
Gelelim aynı durumdaki Satıcıya bu davranışı ilk etapta sevmesek bile aslında bu davranış öz güven ve kararlılık konusunda ciddi bir duruş sergilemek gibi görünüyor. Satıcı da müşteriden randevu almak ya da birkaç sefer görüşerek satmak için tüm şirinliklerini yapsa bile (bu içeri girmeye çalışan kediye örnek durum) görüşmeyi başladığında müşteriyi seçme gibi bir tavır takınabilir. Müşteriye muhtaç değil bir görüntü sergileyebilir. Tıpkı bizim kedinin içeri girdiğinde hiçbir şey olmamış gibi yaptığı davranışlar.
Bunların dışında kedinin yeme alışkanlığı birçok hayvandan farklı görünüyor. Doyduğunda yemeği görmemesi, her şeyi yememesi ayrıca sahibini değil mekânı benimsemesi, kuyruk hareketleri de başlı başına bir iletişim yöntemi olup, kedilerin bir başka özellikleri de tırmalama davranışlarıdır. Tabii ki bu yazıda mutlu olduklarında çıkardıkları mırlama sesini de unutmamak gerekir.
Bunları satıcılar ile kıyasladığımızda ise satıcının da müşteri seçimini doğru yapması, kendisine kazandırmayacak müşteriler ile boşuna vakit geçirmemesi galiba kedinin yeme alışkanlığı ile eşleşebilir.
Ardından ise; kuyruk davranışları ile satıcının algısının radar gibi açık olmasını çevresindeki herkes ve her şeyden bir anlam çıkarmaya çalışmasını düşünebiliriz.
Son olarak mırlama sesi ile müşterinin evet demesi arasındaki bağlantıyı düşünmekte yarar vardır. Mutlu kedi gibi satış bittikten sonra sakince bir kenarda geçmek ve çok konuşmamak sevinci içten yaşamak da satıcıya bu yazının son tüyosu olsun.
Bu sayılık da bu kadar bana bu satırlarda görmek istediğiniz konuları yazarak talep edebilirsiniz.