Hakan Ömer Gider
İşsizler Nerede?
Bu yazıyı Tuzla sahilde denize sıfır bir restoranda ve saat 11:55’de yazıyorum. Gününü söylemeyeyim. Mart ayı bitmeden bir hafta önce demekle yetineyim. Neden yazıyorum biliyor musunuz? Aylardır hatta yıllardır takip ettiğim ve gün içerisinde yollarda, AVM’lerde ve hatta şu anda burada gördüğüm tüm ailelerde sorguluyorum. Tabii ki kendi kendime, gidip sormaya cesaret edemiyorum. Tabii cesaret etsem soracağım soru çok basit “işiniz var mı? yani çalışıyor musunuz?” ama aynı soruyu onlarda bana sorabilirler. Ya da direkt “sana ne!!” demekle de yetinebilirler.
izin de dikkatinizi çekiyor mu? Hafta içi sokaklarda etrafta gördüğümüz kişiler kim? Eğer işleri varsa bu saatte ne yapıyorlar? İşleri yoksa gezecek, alışveriş yapacak parayı ve CESARETİ nereden buluyorlar? Özellikle yaz aylarında İstanbul’da AVM’lerde gezenleri görünce; “izindeler herhalde” diyordum, hatta “memleketten akrabalarını ziyarete gelmişlerdir”. Ama gerçeğini hiç bilemedim.
Sizce işsiz olan kişiler gün içerisinde nerede neler yapıyorlar. Gerçekten de o AVM’lerde gezenler işsizler mi? gizli ya da alenen işsizler mi? bilmek çok zor. Ama hemen bir fikir yürütüyorum. İşsiz ya da parasız olsalar AVM’de geçebilirler mi? Cebinde para yok ama belki kredi kartı sağlamdır.
Ben bunları yazarken az önce önümdeki masadaki bir çiftten bey olan, telefonda arkadaşına “kan verdik çıktık” diye söyledi. Demek ki hastaneye gitmişler. Bir an önce yemek yiyip çıkacaklarını söylüyorlar. Bu satırları yazarken bir yandan de telefonumdan istatistik bulabilir miyim diye de bakıyorum. İlk gözüme ilişen biraz kötüydü, “her yıl İstanbul’da Bayburt Nüfusu kadar yaklaşık 80.000 kişi ölüyormuş ☹
Bu istatistik, işsiz ya da çalışan kimsenin işine yaramakla birlikte, İstanbul nüfusunun nasıl bir rakam olduğunun bir ispatı olarak karşımıza çıkıyor. Burada bizim için önemli istatistik, günlük olarak İstanbul’a gelenlerin sayısını bulmak gerekir. Benim tahminim, bu şehirde yaşamayan fakat bir şekilde seyahat olarak buraya gelenlerin sayısı en az 3-4 milyon olmalı, o yüzden bütün yollar kapalı ve etraftaki bütün kafeler çok kalabalık…
Peki bu yazının amacı ne? İşsiz sayısının ne kadar olduğu belli, buna rağmen büyük çaba göstererek iş arayanlarda ortada, iş bulamıyoruz diye kazanmamak da ciddi bir hata, 2008 yılında ABD’de yaşanan krizde kişileri o ortamdan kurtaran çabanın, network marketing işleri olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.
Dönemin ABD başkanı Barack Obama bir demecinde 2008 krizinde işsiz kalanların, daha önceden üyesi oldukların Network Marketing faaliyetleri yaşamlarını idame ettiklerini söyledi. Birbirinden alışveriş yapmak üzerine kurulan sistem nedeniyle birbirlerinin eksiklerin birbirlerinden sağlamanın yanı sıra bağlı oldukları şirketlerden de prim ve bonus kazandıklarını dile getirmiştir.
Bence dönem bu kez Türkiye için önemli bir dönem, eğer içinizde biraz kendi işinizi yapmanın ışığı varsa ve sermaye yoksa belki de şu anda işsiz kalmanız yeni bir kapının açılacağının müjdesidir. Kim bilir.
Bence işsizlerin network tanıtımlarında ve iş takiplerinde olması gerektiğini öneriyorum.
Hep daha iyi ve çok çalışmak dileği ile…