AN-EL, Yeni Tesisinde Hedefine Doğru İlerliyor
AN-EL Genel Müdürü İnanç Erdoğan, yılda 30 milyonun üzerinde komponent ürettiklerini ve üretimlerinin yüzde 50’sini doğrudan ihraç ettiklerini söyledi.
AN-EL, Yeni Tesisinde Hedefine Doğru İlerliyor
1972 yılında beyaz eşya sektörü için elektrikli komponentler üretmek üzere kurulan AN-EL, çevirmeli anahtarlar, tuşlu anahtarlar, sürgülü anahtarlar ve gösterge lambaları üretiyor. AN-EL Genel Müdürü İnanç Erdoğan, yılda 30 milyonun üzerinde komponent ürettiklerini ve üretimlerinin yüzde 50’sini doğrudan ihraç ettiklerini, yurt içine satılan ürünlerinin de %50 sinin ihraç edildiğini bu sayede üretimin %75’inin yurt dışına gönderildiğini söyledi.
SUBCONTURKEY: Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
İnanç Erdoğan: 1989 yılı İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümü mezunuyum. 1996’a yılına kadar farklı sektörde Kalite Yönetimi, SCADA Projesinin devreye alınması konusunda çalıştıktan sonra 1996 yılından itibaren kuzenlerimle beraber AN-EL’de görev aldım. Yaklaşık 30 senedir birlikte faaliyetimize devam etmekteyiz.
SUBCONTURKEY: AN-EL ne zaman kuruldu?
İnanç Erdoğan: AN-EL, 1972 yılında kuruldu. 80’li yıllarda beyaz eşya sektörünün Türkiye’de Arçelik gibi lokomotif firmalarla gelişmeye başladı ve biz de onlarla beraber gelişmeye başladık. O dönemde küçük ev aletleri üreticilerine ihtiyaçları doğrultusunda switch üreterek faaliyetimize başladık. O gün ki teknolojide mühendislik plastikleri olmadığı için metal - porselen ve daha sonrada bakalit hammaddesiyle üretimler yaptık. 90’lı yıllarda mühendislik plastiklerinin gelişmesiyle biz de bakalit ve porselen yerine plastik mamuller üretmeye başladık. İlk yurtdışı açılımını 1997 yılında Köln-Domotechnica fuarına katılımla gerçekleştirdik. O fuarda hem yurt dışındaki rakiplerimizi tanımış olduk, hem de yurtdışındaki ihtiyaçları belirlemiş olduk ki bu bizim gelecek projeksiyonumuzu belirledi. 2000 yılında artan talebi karşılamak için ilk yer değişikliğimizi yaptık. Maltepe Cevizli’deki tesisimizden Pendik Kurtköy’deki tesise geçtik. 700 metrekareden 2200 metrekareye geçmiş olduk. 2000’li yıllarda peş peşe fuar katılımlarından sonra yurtdışından iyi talepler almaya başladık ve ihracatımızı kısa zamanda yüzde 40 seviyesine getirdik. Bununla beraber 2018 yılında yine bir ek tesisle üretim alanında genişleme sağladık ve imalat alanımızı 4500 metrekareye çıkardık. Bu süreç içerisinde ana sanayilerin Ar-Ge birimleriyle yaptığımız iş birlikleri sonucunda Vestel, B/S/H , Electrolux, Gorenje, Mora, Liebherr gibi Avrupa’daki birçok firmanın özellikle Electrolux’ün global tedarikçisi konumuna geldik. 5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde 4500 metrekare üretim alanı da yetmez hale geldi. 2024’ün ilk 6 ayında hazırladığımız İstanbul Tuzla OSB’deki yeni tesisimize geçtik. Yeni binamız 8500 metrekare kapalı alana 3000 metrekare açık alana sahip. Binamızın 3 adet tır yükleme rampası var ve böylelikle sevk ve mal kabul işleri daha kolay ve daha seri hale geldi. Sosyal alanlarımız verimliliği artıracak şekilde düzenlendi. Haftada 6 gün iki vardiya olarak çalışıyoruz. 198’i mavi yaka olmak üzere toplam 236 çalışanımız mevcut. Birçok yeni projelerimiz var. Özellikle 2025 yılı sonu ve 2026 yılında devreye girecek projeler bunlar.
SUBCONTURKEY: AN-EL’in uzmanlaştığı ürünler hangileridir?
İnanç Erdoğan: Uzmanlaştığımız ürünler, çevirmeli anahtarlar, tuşlu anahtarlar ve gösterge lambalarıdır. Ek olarak Pyrolitic fırın kapı kilitleri, encoderler ve özel amaçlı komponentler üretmekteyiz. Yılda 18 milyon adet gösterge lambası, 10 milyon adet tuşlu anahtar ve 2,5 milyon adet çevirmeli anahtarlar üretiyoruz. Bunlara özel mekanizmalar dediğimiz mikro switch üretimleri de ekleniyor. Personel sayımızın bu seviyede olmasının sebebi de çok çeşitli ürün üretiyor olmamızdır. Müşterilerimiz açısından avantajımız termin sürelerini çok kısa sürede verebiliyor olmamızdır. Hem ürün tasarımlarımız hem de üretim tekniğimizin gelişmiş olması nedeniyle dinamik bir üretim yapısına sahibiz.
SUBCONTURKEY: Üretimlerinizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz?
İnanç Erdoğan: Bugün itibariyle üretimlerimizin yüzde 50’den fazlasını doğrudan ihraç ediyoruz. 5 kıtada 29 ülkeye ihracatımız var. Türkiye’de üretilen beyaz eşya ürünlerinin önemli bir miktarı yurt dışına satıldığı için bizim aslında ürünlerimizin % 70-80’i dolaylı ve doğrudan yurtdışına gitmiş oluyor. Bu nedenle ürün sertifikasyonunda tamamen Avrupa normlarında ve Avrupa sertifikasyon kuruluşlarıyla çalışıyoruz. Ürün kalitesi global anlamda Avrupalı üreticilere eşdeğerdir. Doğrudan ihracatımız olan yüzde 50’lik oranın yüzde 35’i Avrupa ülkeleri kalanı da Rusya, Güney Amerika, Çin ve Avustralya olarak değişiyor. Son dönemde Mısır’daki beyaz eşya yatırımları nedeniyle Kuzey Afrika bölgesine de ihracatımız artmış durumda.
SUBCONTURKEY: Yeni fabrikanıza makine yatırımlarınız oldu mu?
İnanç Erdoğan: Yeni yatırımlarımız oldu. Üretim hatlarımızı artırmak için insansız montaj hattı dediğimiz tamamen kendimizin yaptığı SCADA sistemi kurgusuyla çalışan çevirmeli anahtar montaj hattı kurduk. Ayrıca kontrol sistemlerimizde otomatik ve robotik kontrol sistemleri, kameralı kontrol sistemlerini geliştiriyoruz. Üretim hatlarımızda da bazı makinalarımızın otomasyonunu kendimiz geliştirdik. Hem üretim sayısını artırmak hem de iş güvenliği açısından yaptığımız çalışmalardır bunlar. Bu yılın sonuna doğru enjeksiyon makinası yatırımımız olacak. Yazılım ve donanımını kendimizin yaptığı dijital ortamda üretim izleme projemiz var. Bu bölgede sektör nace kodumuzla en fazla Ar-Ge yatırımı yapan firmayız. 2023 yılında cironun %4,5 2024 yılında %4 ünü AR-GE’ye ayırdık. KOSGEB İşletme Değerlendirme raporu verilerine göre AN-EL sektör ortalamasından 18 kat fazla AR-GE yatırımı gerçekleştirmiştir.
SUBCONTURKEY: 2025 yılının ilk yarısını bir önceki yıla göre değerlendirir misiniz?
İnanç Erdoğan: 2024 yılında beyaz eşya sektöründe yaşanan daralmayı biz hissetmedik. Çünkü yeni projelerimiz vardı. 2025 yılında ise TL bazında değil de döviz bazında bir daralma yaşıyoruz. Biz yıllardır yıl bazında bir önceki yıla göre yüzde 5 ila yüzde 25 arasında büyüyen bir firmayız. 2008 yılından bugüne kadar döviz bazında daraldığımız bir yıl olmamıştı. Rekabet gücümüzü kaybetmemek için var gücümüzle fedakârlık yapıyoruz. 2026 yılında yeni projelerimizle büyümenin devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliyorum. Elbette ülke ekonomisi ve global piyasaların izin verdiği ölçüde olacaktır.